Uyuz (SKABİYEZ) Nedir?
Uyuz hastalığı (skabiyez) mikroskopla görülebilen, sekiz bacaklı akarın yol açtığı bulaşıcı bir deri enfestasyonudur. Uyuz akarlarının dişileri deriye girer ve tüneller kazarak yumurtalarını bırakır. Bu yumurtalar birkaç gün içinde larvalara dönüşür ve cilt yüzeyine doğru ilerler. Larvalar olgunlaşır ve cilt yüzeyinde yaşamaya devam eder. Burada çiftleştiklerinde döngü tekrar başlar. Bu döngü, tedavi edilmediği takdirde devam eder ve enfestasyonu kötüleştirir. Böylece insan bağışıklık sisteminin alerjik bir reaksiyon göstermesine ve tipik olarak kaşıntılı ve döküntülü bir rahatsızlık yaşamasına yol açar.
Hastalıkta farklı uyuz çeşitleri görülebilir. Örneğin, kabuklu uyuz (Norveç uyuzu) klasik uyuza göre daha ağır seyreder ve genellikle bağışıklığı düşmüş yaşlılarda ve kronik hastalıkları olan hastalarda görülür.
Uyuz hastalığının en belirgin özelliği, özellikle gece saatlerinde yoğunlaşan, genellikle el bilekleri, bel, koltuk altları ve genital bölgeler gibi vücudun kıvrımlı alanlarında görülen kaşıntılardır. Parazit, bu gibi kıvrımlı eklem bölgelerinde daha rahat hareket eder. Tipik cilt lezyonlarının ve kaşıntının klinik muayenesi ya da deriden alınan örnekte akar, yumurta veya dışkıların mikroskobik tespitiyle hastalığın tanısı konulmaktadır.
Uyuzun farklı türleri vardır ve her biri kendine özgü belirtiler ve tedavi gereksinimleri ile ayırt edilir.
En yaygın uyuz türü olarak bilinen klasik uyuz hastalığında parazitler, cildin üst tabakasına yerleşir ve burada tüneller açarak ilerler. Bu tünellerin içinde yumurta bırakırlar. En belirgin belirtisi, özellikle geceleri artan yoğun kaşıntıdır. Kaşıntıya ek olarak, ciltte kırmızı kabarcıklar ve küçük yarıklar görülebilir. Kaşıntı, parazitlerin yayılmasına neden olabilir ve bu da ikincil bakteriyel enfeksiyon riskini artırır.
Krustoz uyuz adıyla da bilinen Norveç uyuzu, bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha yaygın olarak görülür. Bu uyuz türü, klasik uyuzdan farklı olarak ciltte kalın, kabuklu plakaların oluşmasına neden olur. Parazit sayısı çok daha fazladır ve bu nedenle belirtiler daha şiddetlidir. Norveç uyuzu, tedavi edilmesi daha zor olan bir uyuz türüdür ve genellikle daha yoğun tıbbi müdahale gerektirir.
Nodüler uyuz, uyuz enfeksiyonunun daha nadir görülen bir formudur. Bu türde, ciltte küçük, sert nodüller veya yumrular oluşur. Nodüller, genellikle kasık bölgesi, koltuk altı ve genital bölgede görülür. Bu nodüller, uyuz parazitlerine karşı cildin verdiği alerjik bir tepki olarak ortaya çıkar ve genellikle yoğun kaşıntıya neden olur. Nodüler uyuz, klasik uyuz tedavisine yanıt verir ancak nodüllerin tamamen iyileşmesi daha uzun sürebilir.
Uyuz, genellikle enfekte olan bir bireyle doğrudan temas yoluyla bulaşır. Bunun yanı sıra, enfekte kişinin kıyafetleri, yatak takımları veya havlu gibi eşyalarının kullanılması da uyuzun bulaşmasına neden olabilir.
Uyuzun yayılmasını kolaylaştıran faktörler arasında kalabalık yaşam koşulları, hijyen eksikliği ve bağışıklık sisteminin zayıf olması yer alır. Okul, yurt, huzurevi gibi toplu yaşam alanlarında uyuzun yayılma riski daha yüksektir. Ayrıca, cinsel temas da uyuzun yayılmasında önemli bir rol oynayabilir.
Uyuzun ilk belirtileri genellikle enfeksiyondan birkaç hafta sonra ortaya çıkar. En yaygın belirtisi yoğun kaşıntıdır. Bu kaşıntı özellikle gece vakti artar ve kişiyi uykusuz bırakabilir. Kaşıntının yanı sıra, ciltte küçük kabarcıklar, sivilce benzeri döküntüler veya pullanma görülebilir. Kaşıntının neden olduğu sürekli kaşımaya bağlı olarak ciltte yaralar ve kabuklanmalar meydana gelebilir. Uyuz belirtileri gösterdiğinizi düşünüyorsanız cildiye (dermatoloji) polikliniğinden randevu alarak bir cildiye uzmanına başvurmanız gerekir.
Uyuzun ilk belirtileri ile gelişmiş belirtileri arasında farklar görülebilir. Örneğin, kaşıntılar başlangıçta rahatsız edici değilken, tedavi edilmediğinde daha sonradan yaşam kalitesini etkileyecek derecede ilerleyebilir. Bununla birlikte hastalık ilerlediğinde kaşıntılar, hastaları uykudan uyandıracak seviyeye ulaşabilir.
Uyuzun en belirgin belirtisi yoğun kaşıntıdır. Kaşıntı, özellikle geceleri daha da şiddetlenir ve uyku düzenini bozabilir. Kaşıntıya ek olarak, ciltte küçük kırmızı kabarcıklar, sivilce benzeri döküntüler veya ince çizgiler şeklinde tünel izleri görülebilir. Bu tünel izleri, uyuz akarlarının cilt altında kazdıkları yolları temsil eder. Kaşıntı nedeniyle ciltte yaralar ve kabuklanmalar oluşabilir. Bu belirtiler genellikle parmak araları, bilekler, dirsekler, koltuk altları, bel bölgesi, genital bölge ve kalçalarda yoğunlaşır.
Bebeklerde ve küçük çocuklarda uyuz belirtileri biraz farklı olabilir. Bebeklerde uyuz, kaşıntı ve döküntüye ek olarak, huzursuzluk, uykusuzluk ve iştahsızlık gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bebeklerin ciltlerinde avuç içi, ayak tabanları, baş, yüz ve boyun bölgelerinde de döküntüler olabilir. Bebekler kaşıntıyı ifade edemediği için, huzursuz davranışlar sergileyebilir ve sürekli ağlama eğiliminde olabilirler. Bebeklerde uyuz tedavisi, yetişkinlere göre daha dikkatli ve özenli yapılmalıdır, bu nedenle uzman bir doktorun yönlendirmesi önemlidir.
Uyuz, genital bölgede de görülebilir ve vajinada belirtiler ortaya çıkabilir. Vajinada uyuz belirtileri arasında şiddetli kaşıntı, kızarıklık, tahriş ve ciltte küçük kabarcıklar yer alır. Bu bölgede kaşıntı özellikle gece vakti artar ve rahatsız edici olabilir. Ayrıca, kaşıntıya bağlı olarak ciltte yaralar ve enfeksiyonlar gelişebilir. Vajinal bölgede uyuz teşhisi ve tedavisi, cildin diğer bölgelerine göre daha hassas olduğundan, dikkatli bir yaklaşım gerektirir. Tedavi sırasında genital bölgeye özel uyuz kremleri kullanılır ve doktor tavsiyesi ile hareket edilmelidir.
Uyuzun anlaşılması için dikkat edilmesi gereken birkaç belirgin belirti ve tanı yöntemi bulunmaktadır. Tanı, hastanın bulgularının değerlendirilmesi ile mikroskopi ve dermoskopi yöntemleri sonucu yapılır.
Tanı için, uyuz şüphesi taşıyan bir kişinin belirtileri ve hikayesi dikkatlice değerlendirilir. Fiziksel muayene sırasında doktor, kaşıntılı ve döküntülü bölgeleri inceler. Uyuz tanısını doğrulamak için, deriden küçük bir örnek alınarak mikroskop altında incelenebilir. Bu işlem, deri kazıntısı testi olarak bilinir ve uyuz akarlarını, yumurtalarını veya dışkılarını tespit etmeyi amaçlar.
Bebeklerde ve küçük çocuklarda uyuz belirtileri biraz farklı olabilir ve baş, yüz, boyun, avuç içi ve ayak tabanlarında döküntüler görülebilir. Bu yaş grubunda huzursuzluk, uykusuzluk ve iştahsızlık gibi ek belirtiler de ortaya çıkabilir. Bebekler kaşıntıyı ifade edemediğinden, huzursuz davranışlar ve sürekli ağlama gözlemlenebilir.
Uyuzun teşhis edilmesi, doğru tedavi yöntemlerinin uygulanması ve enfeksiyonun yayılmasının önlenmesi açısından önemlidir. Uyuz teşhisi konulduktan sonra, tedavi genellikle akarları öldüren özel kremler veya losyonlar kullanılarak yapılır. Ayrıca, tüm ev halkının ve yakın temas halinde olan kişilerin tedavi edilmesi önerilir. Giysiler, yatak takımları ve havlular yüksek sıcaklıkta yıkanmalı ve iyice temizlenmelidir. Bu önlemler, uyuz akarlarının hayatta kalmasını engeller ve yeniden enfeksiyon riskini azaltır. Erken teşhis ve tedavi, uyuz hastalığının neden olduğu rahatsızlığı en aza indirmek ve bulaşmasını önlemek için kritiktir.
Lezyonlardan deri kazıntı örneği alırken yapışkan bant alternatif olarak kullanılabilir. Şeffaf ve güçlü yapışan bant tünel üzerine tekrarlayan şekilde yapıştırılıp çekilir. Banttaki örnek mikroskop altında incelenerek uyuz akarları incelenir. Uyuz tanısı için bant yöntemi, çocuklarda ya da cilt kazınmasına dayanamayanlarda daha kolay uygulanabilir ve özel ekipmana ihtiyaç duyulmaz.
Uyuz tanısı için kullanılan bir teknik de mürekkep testidir. Uyuz akarlarının tünelleri alkol ile temizlenir ve bölgeye mürekkep sürülür. Mürekkep uyuz akarlarının tünelleri boyunca bir iz bırakarak yayılacaktır. Bu izler dermatoskop yardımı ile görülebilir ve uyuz tanısı doğrulanabilir.
Uyuz hastalığı nasıl geçer sorusunun cevabı uygulanan yöntemlerde gizlidir. Uyuz hastalığının tedavisinde etkilenen hastalardaki akarların yok edilmesi, ilişkili semptom ve komplikasyonların yönetimi ve korunma için önlemler alınması gerekir. Hasta özellikleri ve salgın ortamı gibi faktörler, uyuzun tedavisini belirler. Uyuz tedavisi aynı evi ve sosyal ortamı paylaşan kişiler ile yakın temasta bulunan kişileri de kapsayarak yapılır.
Uyuz tedavisi için ağızdan alınan ve cilde sürülen ilaçlar bulunur. Bu ilaçlar uyuz akarlarının ve yumurtalarının öldürülmesini sağlar. Uyuzun ilaç kullanmadan kendiliğinden tedavisi yoktur.
Topikal tedaviler, uyuzun tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Bu tedavilerde genellikle cilde doğrudan uygulanan kremler, losyonlar ve merhemler kullanılır. En sık tercih edilen ilaçlar arasında permetrin, benzil benzoat ve kükürt içeren preparatlar bulunur. Bu ilaçlar, uyuz böceklerini ve yumurtalarını öldürerek hastalığın yayılmasını engeller. Topikal tedaviler genellikle vücudun tamamına uygulanır ve belirli bir süre boyunca ciltte bırakılması gerekir.
Sistemik tedaviler, topikal tedavilerin yeterli olmadığı veya daha şiddetli vakalarda kullanılan yöntemlerdir. Bu tedavi şeklinde ağız yoluyla alınan ilaçlar kullanılır. İvermektin, uyuz tedavisinde sistemik olarak en çok kullanılan ilaçlardan biridir. İvermektin, uyuz böceklerini öldürerek etki gösterir ve genellikle tek bir doz yeterli olur. Ancak bazı durumlarda birkaç hafta arayla ek dozlar gerekebilir. Sistemik tedaviler, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan hastalarda tercih edilir.
Alternatif tedaviler, geleneksel tıbbi tedavilere ek olarak kullanılan yöntemlerdir. Bu tedaviler genellikle bitkisel ve doğal ürünlere dayanır. Çay ağacı yağı, neem yağı ve karanfil yağı gibi bitkisel yağlar uyuz tedavisinde kullanılabilir. Bu yağların antiparazitik özellikleri vardır ve cilde uygulandığında uyuz böceklerini öldürebilir. Ancak alternatif tedavilerin etkinliği her zaman bilimsel olarak kanıtlanmamış olabilir, bu yüzden dikkatli kullanılması ve bir sağlık profesyoneline danışılması önerilir.
Uyuz tanısı için ciltten alınan kazıntı örnekleri mikroskop altında incelenir. Uyuz akarı, yumurtaları veya dışkı parçacıkları bu inceleme sırasında tespit edilerek tanı doğrulanır. Klasik uyuzlu hastalarda, az sayıda akar bulunduğundan genellikle öykü ve fizik muayene temel alınarak tanı konulur. Yaygın kaşıntı, karakteristik tüneller ve incimsi veziküller gibi lezyonlar geceleyin daha belirgin hale gelir. Dermatoskop da tanı amacıyla kullanılabilir.
Kabuklu uyuz tanısı için yaşlı veya bağışıklığı baskılanmış hastalarda kalın, kabuklu plaklar belirleyici olabilir. Deri örnekleri alınırken kazıntı örnekleri birden fazla bölgeden alınmalı ve mikroskopik inceleme için hazırlanmalıdır. Uyuz akarı saptanma oranın artırılması için vücuttaki diğer lezyonlardan da örnek alınır. Uyuz tanısı için lezyon örneği alırken yağlı bistüri ya da çocuk hastalarda yüzük küret kullanılabilir.
Uyuz tedavisinde kullanılan temel ilaçlar bulunur ve uygulamaları benzer şekilde yapılabilir. Hekiminizin önerdiği biçimde ilaç, boyun bölgesinden aşağıya doğru tüm vücuda uygulanır. 8-14 saat süresinde bazı ilaçlar durulanmaz. Bazı ilaç tedavilerinde losyonlar ve merhemlerin birkaç kez uygulanması gerekebilir.
Hamile ve bebeklerde her ilaç kullanılmaz. Uyuz tedavisi için mutlaka hekime danışılmalı ve hastaya uygun ilaçlar hekim kontrolünde kullanılmalıdır.
Dirençli uyuz tedavisi, standart tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen uyuz vakalarının yönetilmesini içeren bir süreçtir. Bu tür vakalar genellikle daha uzun süreli veya tekrarlayan enfeksiyonlarla karakterize edilir ve bu nedenle daha agresif tedavi yaklaşımları gerektirir.
İleri tedavi yöntemleri arasında ağızdan alınan (oral) ilaçlar ve topikal tedavilerin kombinasyonları bulunur. Bazı oral antiparazitikler, dirençli uyuz vakalarında sıklıkla kullanılır. Bu ilaçlar, vücut içinde sistemik etki göstererek uyuz parazitini öldürmeye yardımcı olur. Bu sayede doğrudan cilde uygulanarak parazitin öldürülmesini sağlar. İleri tedavi yöntemleri genellikle daha uzun süreli uygulama gerektirir ve bazen birden fazla tedavi döngüsü içerebilir.
Tedavi sürecinde dikkat edilmesi gerekenler, uyuzun tekrar bulaşmasını önlemek ve tedavi etkinliğini artırmak için oldukça önemlidir. Hastaların tüm kıyafetlerini, çarşaflarını ve havlularını yüksek sıcaklıkta yıkamaları gereklidir. Ayrıca, tedavi sürecinde yakın temas halinde olunan kişilerin de tedavi edilmesi önerilir, çünkü uyuz oldukça bulaşıcıdır. Tedaviye başladıktan sonra kaşıntının hemen geçmeyebileceği ve bunun normal olduğu bilinmelidir. Kaşıntı genellikle birkaç hafta sürebilir ve bu durum, vücudun parazite karşı verdiği reaksiyonun bir sonucudur. Bu süreçte, kaşıntıyı hafifletmek için antihistaminikler veya kortikosteroid kremler kullanılabilir.
Uyuz hızlı yayılabilen bir hastalıktır. Özellikle kabuklu uyuz agresif seyreder ve kolaylıkla bir salgına dönüşebilir. Bu nedenle uyuz tedavisi kişisel olarak düşünülmemelidir. Aynı ailede yaşayan kişileri, ortak yaşam alanını paylaşanları ve fiziksel temasın sık kurulduğu insanları da içermelidir.
Uyuzda ilaç tedavilerine ek olarak uygulanabilecek diğer tedaviler ve önlemler şu şekildedir:
Kök hücre yöntemi, kişinin kendi kanından elde edilen trombosit ve büyüme faktörlerinin cilde enjeksiyon yöntemi olup, cilt gençleştirilmesi, leke ,iz tedavisi ve saç dökülmelerinin tedavisinde kullanılmaktadır
Yüzde oluşan derin çizgilerin giderilmesinde, yanak, dudak dolgunlaştırılması ve hacim kazandırılmasında, küçük çenenin belirginleştirilmesi gibi yüzdeki yapısal kusurların giderilmesinde kullanılır
Cilt içerisine bazı ilaçların enjekte edilmesiyle cildin yeniden yapılandırılması ve gençleştirilmesi, nemlendirilmesi, sarkmaların toparlanması, selülit tedavisi ve bölgesel incelme sağlanır
Cilt içerisine eriyebilen asıcı gerginleştirici iplerle cilt sarkmalarının toparlanması sağlanır